BİRAZ İLHAM

03 March 2016


Öncelikle son yazima gelen müthis geri dönüsünüz icin cok tesekkür ederim; yorumlarinizla, mesajlarinizla beni cok mutlu ettiniz, gülümsettiniz ve dogru yerde oldugumu hissettirdiniz. Iyi ki varsiniz be.

Su an yasadigim bu evden bir gün tasinirsam eger, uyanislarimi özleyecegim. Yatagimin karsisindaki kocaman pencereli balkon kapimi, gökyüzünü kapatan apartmanlarin olmayisini, perdesiz o pencereyi gercekten cok özlerim. Bugün yine öyle günlerden birisiydi. Gözlerimi bir actim, karsimda bulutsuz, mavinin en güzel tonuyla beni selamlayan gökyüzü... Böyle anlar insana ilham vermez mi? Verir. Bence ilham durduk yerde gelmez; sınırsız, ucsuz bucaksiz olan ilhamin sınırlarını daraltirsak ona ulasmamiz daha kolay olabilir - ya da öyle bi' sey.

Mesela evlerle, binalarla. Mesela seslerle, isiklarla. Mesela tatlarla, dokunuslarla, lodoslarla, poyrazlarla. Mesela zamanla. Ilham her yerde, herkeste. Önemli olan, senin onu görebilmen ve yakalayabilmen. Kendini iyi hissettigin yerlere gitsene, sevdigin sarkidan sıkılmayıp sürekli ve sürekli replay tusuna tiklasana, sevdigin insanlara sarilsana - veya okusana. Eski günlük sayfalarindaki zirvalamalarini, rengi solmus ask mektuplarini, artik bir sey ifade etmeyen notlarini, ya da alisveris fisini. Aldigin seylere gercekten ihtiyacin var miydi? Belki de.

Sana en büyük ilham sirrini vereyim mi? Gezmek. Tek basina. Sirt cantasiyla.

Insan tek gezerken daha dikkatli oluyor; seslere, görsellere karsi daha hassaslasiyor. Dokundugu seyleri daha iyi hissediyor ve tek gezmenin o muazzam özgürlügünü iliklerinde yasiyor. Ben cok severim tek gezmeyi, kimseye bagli olmamayi. Yalniz basima sehri kesfedebilirim, hic gitmedigim yerlere gidebilirim, hic gecmedigim sokaklardan gecebilirim. Bazen sirf bir seyler kesfetmek icin yollari uzattigim da olur, hatta bazen degil pek sık olur bu durum. Oturur bi' kahve icerim bir third wave coffee roastery'de, sahil yolunda ılık rüzgarin saclarimi taramasina izin veririm ve kafama eserse birkac parca yanima alir havalimanina giderim. Yapacaksin. Bir "yapici" olacaksin. 


Tabii ki her seyi sallayin #yolo takilin demiyorum, tam tersine. Hem isinizi, okulunuzu basariyla ilerletin, hem de vizyonunuzu genisletin, gezin, görün, eglenin. O kadar cok kisi görüyorum ki sadece bir seye odaklanmis olan. Kiz hukuk okuyor, hukuktan baska bir sey konusmuyor, kütüphaneden asla cikmiyor, sabahtan aksamlara kadar ders calisiyor, ve yine hukuk konusuyor. Ben de hukuk okuyorum, ama ayni zamanda yasiyorum. Dersimi de calisiyorum, cok basarili sinav kagitlarim da oluyor, yüksek notlar, düsük notlar, iyi sunumlar, kötü sunumlar.. oluyor ya. Bu kadar katı görmeyin bazi seyleri. Siz isterseniz bir sekilde oluyor. Kendimden örnek vereyim, bir ise baslarsam onu en iyi sekilde ve hizli sekilde tamamlamaya calisirim. Kendimi hirpalamadan ama bolca efor sarfederek o isi yaparim. Ama yasamaktan geri durmam, hayati askiya almam. Denge, tüm mesele bu. Bir is sahibi olsam, kisinin not ortalamasinda yansilanan caliskanligini görürdüm, ancak ölçegim sadece bu olmazdi. Bu kiside baskalarinda olmayan ne var, onu görmek isterdim. Yoksa caliskan olmakta bir sey yok, ac kitabini saatlerce calis. Söylersin yapar. Anlatirsin yapar. Yapilir bu. Ama ögrencilikte sadece ögrenci olunmasi gerekmez. Ögrenciyken ressam da olabilirsin, gezer de olabilirsin, sair de olabilirsin, sarkici da olabilirsin, gitarist de olabilirsin. Sen istedigin her seyi ayni anda olabilirsin, sevdigin her seyi ayni anda yapabilirsin. Ödevler ve haklar vardir - ödevini yap, hakkini kullan. Yasa.


Bu arada cok takintiliyim. Kalben'in yeni albümüne taktim simdi de. Sevdigim sarkilardan asla bikmam, sabahtan aksama kadar ayni sarki calar yine sıkılmam. Sıkılırsam biraz ara veririm, yine dinlerim. Bu albüm sanki benim icin yapilmis gibi. Sanirim icerdigi tüm parcalari ezberledim artik, öyle icime isledi. Ve en güzeli de, yine sirt cantamla Galata yollarinda kaybolurken tanistim bu sarkilarla. Diyorum ya, kendinizi sokaklara birakin, ilham sizi bulacaktir. Yerler, sesler, tatlar ve zaman - ilham burada. Su an albümden Doya Doya isimli parca caliyor, siz de dinleyin. Birkac kere.

Bir seyi daha fark ettim, neden hayatimiza heyecan gelmesi icin tatilleri bekliyoruz? Neden hayatimizi tatil gibi yasamiyoruz? Sevdigimiz isleri yaparak, sevdigimiz yerlere giderek, sınırlarımızı asarak. Hayati bir is gibi görüyoruz. Oysa yasamak cok güzel. Hatalarimizla, yanlislarimizla, dogrularimizla - hayatta iz birakmak, izler almak cok güzel. Ise bir de bu tarafindan bakin. Pismanlik duymak bile gereksiz. Olmustur, bitti. Kendinizi oldugunuz gibi kabul edin, kusurlarinizla, bütün hatalarinizla. Hepimiz de biraz deli degil miyiz zaten? Bosverin. Düserseniz tekrar kalkin. Ya da emin olmak icin bi' kez daha düsün, ve gülün. :)

Simdi dosyalarinizin, notlarinizin arasina sıkısmıs alisveris fisinize tekrar bakin. Bütün bunlara gercekten ihtiyac duydunuz mu? Belki de.


Ilhamlarimla,
Eylem

3 comments :

  1. Umarım bir gün herkes durur düşünür bu bahsettiklerini..
    Benim bu ara yaptığım; hayatı iliklerime kadar yaşamak..

    ReplyDelete
  2. Ne güzel yazmışsın yine canım :) ve evet katılıyorum sırt çantanı alıp gezmek kısmına ;)

    ReplyDelete
  3. Benim ilham kaynağım şu aralar sensin sanırım. Yaşama bakış tarzını seviyorum, bende böyle düşünüyorum ama uygulamak için gücüm yok. Bir gün senin gibi olmayı umuyorum, bu gücü kendimde bulmayı. Maddi ve de manevi tabii. Hayat kısa tek başına gezmenin tadı bambaşka...

    ReplyDelete